DİĞER
"Erkeklerin yazdığı erkek karakterleri okumaktan sıkılmıştım. Kadın karakterleri daha karmaşık, daha incelikli, daha zeki buluyorum. O kahramanın katmanlarını tek tek kurmak, çelişkilerini, kararsızlıklarını, kadın-kadına dinamiklerini yazmak bana eğlenceli geliyor."
K24'te haftanın vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
Basın danışmanı Zınar Karavil, Selahattin Demirtaş'ın hapisane günlerini kaleme aldı. Dipnot Yayınları tarafından bu hafta basılacak olan kitabın Sırrı Süreyya Önder tarafından yazılan önsözü ile Selahattin Demirtaş tarafından yazılan sonsözünü Tadımlık olarak sunuyoruz.
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Okuma-yazma bilmek bir şey, okur-yazar olmak ise başka bir şeydir. Cumhuriyet vatandaşlarına okuma-yazma öğretmiş, fakat onları okur-yazar kılamamıştır, çünkü alfabenin böyle bir misyonu yoktur. Sorun alfabe değişiminden daha köklü ve daha yapısaldır."
"Dönemin pek çok ünlü isminin parlak, bugüne dahi ses veren fikirlerle zenginleştirdiği bu anket, harf devriminden hemen sonra eski harfte kalan yahut Batıdan alınacak eserleri ve halkta okuma alışkanlığı yaratmanın yöntemini tartışıyor."
"Erpenbeck’in romanlarının odağındaki ana hikâyenin yanı sıra metin boyunca aktarılan küçüklü büyüklü hikâyelerin çoğunda, sınır kavramı çevresinde değerlendirmenin mümkün olduğu benzer meselelere temas edilir; bunlarla ilgilidir hikâyeler ya da bunların sorunsallaştırılıp didiklendiği bir yaklaşımla kaleme alınmışlardır."
"Okuma yazmayı bilmeden önce ebeveyni ona kitap seçerken, okuryazarlıkla birlikte çocuk kendi seçimlerini yapmaya başlıyor. Okumayı öğrenen çocuk bir eşikten geçiyor ve artık bir okura dönüşmeye başlıyor. Artık kendi edebi seçimlerini yapabilen 7-12 yaş aralığında öne çıkan kitapları sizler için derledik."
"Karanlık Yüz'de Mankell resmî polis tahkikatını izleyerek refah devleti cephesinin arkasında karanlık bir şeyler olduğuna işaret ediyor. Olay örgüsünün merkezinde ise biraz alkolik, biraz kilolu, şekeri hayli yüksek, esrarı çözmeden bırakmayan, insani özelliklerini yitirmemiş, sevilen bir polis var: Kurt Wallander."
"Behrooz Ghamari’nin Tahran’ın Evin Hapishanesi’nde geçirdiği yılları anlattığı Tahran 1979 - Ekber’i Hatırlamak adlı kitabı, hem Şah zamanında hem de İslam cumhuriyeti döneminde toplum üzerindeki siyasi baskının odağında yer alan bu meşum kurumun içinde neler olduğuna dair sınırlı bilgimizi zenginleştiriyor. İran’ın bütün renklerini tanımak için eşsiz bir fırsat."
Unutulanlar, Hiç Bilinmeyenler ve Bilinmek İstemeyenler vesilesiyle Erol Üyepazarcı ile yaptığımız söyleşinin ikinci bölümü: Popüler romanlar yazıldıkları dönemin aynası sayılabilir mi? Neden bazı eserler yazıldıkları dönemde çok popülerken zamanla tamamen unutulur? Uyarlama ile intihal birbirinden nasıl ayrılır? Popüler bir roman eleştirel olabilir mi? Yoksa “kanon” anlayışımızda bir yanlışlık mı var? Popüler edebiyatta kadın okurların ve kadın yazarların rolü…
Nahid Sırrı ve Fuat Ömer’in ilişkisine dair elimizde kalan tek şey Yaşar Nabi’ye yazdığı mektuplarda birkaç satır ve Selim İleri’nin bu satırların ilhamıyla romanına yazdığı bölüm
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık